17 Temmuz 2011 Pazar

Mutluluğun Resmi

     İlk önce pastel renkler ön plana çıkar. Resmimizin ortasından bir dere akar gider, gökyüzünde martılar uçuşur ve vee.. Mantıklı düşün lan, sence burada mutluluğun resmini tasvir edebilir miyim? Herhangi bir kimse bunu yapabilir mi? Mutluluk göreceli ve değişken bir şeydir, dün mutluysam bugün değilimdir, aynı şeyden mutlu olamam çünkü insanoğlu bu yetinmeyi bilmez. Ben de dahilim buna, o yüzden konunun başlıkla hiçbir alakası yok, bu sadece girizgahtı, kızmayın lan bana ama artistik bir başlık oldu kabul edelim eheh.

     Neyse biz devam edelim, konudan saparsam uçuruma kadar yolum var lan benim. Konumuz: Sinir Kat Sayılarını Arttıran Öge: Sıcaklık. Sıcaklık da değil aşırı sıcaklık. Güneşten ciddi anlamda nefret ediyorum, adam benim yaşamıma büyük katkılarda bulunuyor olabilir fakat ben hiç sevmiyorum keretayı. Dün onun yüzünden nerdeyse bayılacaktım lan. Söylenildiğine göre tansiyonum düşmüşmüş. Ama biraz daha kalsaydım senin altında, bayılanzi yanii (  tikkycanlara selam çaktım, acımamıştır dimiiğ :(  ) Sevmiyorum olumm seni. Uzaklaş başka diyarlara, git Güney Yarım Küre'ye. Orada şimdi seni arıyorlardır. Ya da yahu birazcık yağmur getir hele buralara be Tanrım. Bak ufakcık bir şey. Böyle böyle altında yürüyeyim, saçım başım batsın lan umrumda değil. Yağmuru sevmeyenlere de buradan içten sövüş yapıyorum, dışa vurursam malum yasak kelimelerin de amuduna koymuş olurum eheh. Şaka lan yasak kelimelerden bana ne, sadece yazımın terbiyeli gidişatını bozmak istemedim. 

     Güneeeeş.. İyi ki varsın tamam bak nankör de değilim. İnsanoğlu çiğ süt emmiştir, örnekleri de bol ama bak nankörlük yapmıyorum. Kal bu yarım kürede demin dediklerimi unutalım bir nebze. Fakat yağmuru da çağır lan, kankandır o senin. Hem gökkuşağı da oluşturur İlluminati'ye selam çakarsın be cano. Hadi be. Yağmuuuur, yağm--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder