9 Ekim 2011 Pazar

Soğuğun Betimsel Rahatlatması

     Tekrar tekrar ve yavaş yavaş her saniyede biraz daha içime çekiyordum havanın rahatlatıcı düzeye erişmiş soğukluğunu. Biraz titititriyordum, bir üşüme sarıyordu bedenimi, havanın titreşim hareketlerine eşlik edercesine titreşiyordum bir sağa bir sola. Hasta olma ihtimaliyle karşı karşıya olsam da, biraz daha yanında duruyordum soğuğun, inatla. Her saniyesinden keyif alırcasına, her dakikasında biraz daha kızarırcasına. Ve sonunda burnumu hissedememecesine kadar, inatçı çocuklar gibi ayrılmıyordum yanından. Aptal bir tebessüm suratımı sardığında. Saçma düşünceler zihnimi sarıp sarmaladığında.


     Çoğu insan sevmez yağmuru. Maskeleri akıp gidecek diye korkar suratından. Nü hissederler kendilerini yağmur damlaları etraflarını sardıkça. Bazısı ise - bkz. ben - tapar yağmura. Sadece çocukça bir hevestir belki. Ya da sadece yağmurun kokusunu duyma arzusu. Parmak uçlarında dolanırken yağmur damlaları, zinde hisseder kendini, bırakır her şeyi bir kenara. Sadece anın tadını çıkarır. Ardından gelen toprağın kokusu.. Çikolatadan sonra ikincil endorfin kaynağı olarak kullanılabilir. Rahatlatır düşünceleri. Aklın ücra köşelerine girer masaj yapar oralara, rahatlatır ruhunu. Ne kadar saçımın şeklini şekilsizliğe doğru götürsen de yağmur, seviliyorsun cancan.


     İşte. Soğuğa karşı alerjisi olan bir şahsın trajikomeditasyona yakalanışı böyle bir şey olsa gerek. Fakat alerjik toksinlerden arındığım kanaatini getiriyorum. Zira artık hayvansal öksürüklerim aldı başını başka diyarlarda başka insanlara musallat oldu. Beter olsun! Sonbahar tam anlamıyla gelmiş olmasa da, sabahları zindeliğe ulaştıran buzzz gibi hava ve kulaklığımda yankılanan birkaç parça, beni kendime getiriyor. Sıra köşelerinde uyuklamak zorunda bırakmıyor en azından. Gözkapaklarıma çivi batırmışçasına açık kalmasına zorluyor. Soğuğu seviyorum ben. Yağmuru daha bir seviyorum ben. Bu durumda evsizler ne yapar, ne eder açıkcası hiç düşünmüyorum. Biraz bencillik bu yaptığım, biraz umursamazlık. Fakat düşünmediğimi fark ettiğim anda da bir vicdan azabı kaplıyor içimi. Susuyorum sonra, yağmurun tadını, soğuğun ürpertisini çekiyorum içime. Miss.

2 yorum:

  1. İkinci paragrafı okurken "işte ben" dedim içimden :) Her şeye rağmen soğuğu ben de seviyorum! Geçmiş olsun bu arada :(

    YanıtlaSil
  2. İşte bir soğuksever daha! Yihaa. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil