29 Temmuz 2012 Pazar

Zaman, Zamansız Geçiyor Bazen

     Bütün kelimelerin anlamlarından sıyrıldığı bir cümlede bön bön etrafına bakınan harflerin saçma kaderini omuzlarına sırtlamış gibi bir hali vardı. Zaman, zamansız geçmişti onun için. Her ne kadar pozitif düşünceleri zihnine entegre etmiş olsa da, bazen hayat onun düşüncelerinin ötesinde bir hal alıp bütün polyannacılığı çöpe atabiliyordu. Zaman avuçlarından kayıp giderken, o da fırsattan istifade paten yapma şansı bulmuş bir pengueni hayal ediyordu zihninde. Gözlerini kapatıp açtığında filmlerdeki gibi muzur bir gülümsemeyi dudaklarına yapıştırıp çözüm yolunu bulmayı umuyordu. Ya da içten içe gözlerini kapattığında bir daha açamamayı........


     Zaferleri, yenilgileri, hayalleri, kabusları... hepsi boş bir teneke kutuyu dolduramayacak kadar kısıtlı geliyordu gözüne. Yapacak o kadar çok şeyi vardı ki, hepsinden şimdi vazgeçmek acımasızlık olurdu. Hem kendisi için, hem de dünya ahiret bütün insanlık adına. Hayallerinde kendisi için küçük insanlık için büyük adımlar atma meylindeydi hanfendicancağızım.


     Her dakika farklı düşüncelerin esareti altına giriyordu. Aslında, kendisi öyle zannediyordu desek daha doğru olur. Alzheimerlı zihni daha fazla kaldıramıyordu hayatın bedelini. Bazen ölümden bahsetip etrafındakileri üzüyordu ehtiyar, bazense hala babasının yaşıyor olduğunu sanıp o hayale tutunduğu gibi çocuksu bir hali bindiriyordu ifadesine. Bazen 20 yılı yaşamamış gibi bir hali vardı, bazense hiç yaşamıyormuş gibi.... Aynı şeyleri belki de 30 defa söylüyordu; ama her seferinde aynı heyecanı barındırıyordu sözcüklerinde. Belki de bir daha ki söylediğinde fark edecekti, önceden de söylemişti, sonra bir daha söyleyecekti, belki söylemeyi bırakacaktı, belki kendini bırakacaktı......


     Zaman onun için zamansız geçmişti. Zamanın geçişini algılayabilecek halde değildi. Anıları onunla oynuyordu, hatırlarındaki geçişlerle kendini apayrı boyutlarda hissediyordu bazen. Belki de kendi Memento'sunu yaşıyordu. Ama tabi farklı şiddet seviyelerinde. 


     Hayat onun için yaşanılacak yer değildi artık; ama bunu fark edemeyecek kadar zayıf düşmüştü hafızası. Belki bazen aynaya baktığında gördüğü silüet karşısında hayretlerle dakikaların içinde boğuşuyordu; ama sorun değil nasılsa birkaç dakika sonra her şey unutulacaktı. Bazen ellerine baktığında kırışıklığına anlam veremiyordu belki, söyledikleri de pek anlaşılmıyordu zaten. Bastonuyla zar zor yürüyordu, elleri her daim buzullarda sıkışmış bir köpek yavrusu gibi titriyordu. Hayat ona çok şey sunmuştu belki; ama şimdi sadece hatırladığınca yaşıyordu. Bazen var gibiydi, çoğu zaman yoktu sanki. Bazen aldığı nefesin hakkını sonuna kadar veriyordu, çoğu zamansa aldıklarını hatırlamıyordu bile. Artık hayat onun için "suya yazı yazar gibi"ydi. Ama yine de her şeye rağmen gülümsüyordu ihtiyar. Belki her şeyin farkındaydı da, sadece çaktırmıyordu. Ve bütün düşünceleri yıkıyordu bir bakıma. Gülümsemek için bir sebebe ihtiyaç yoktur aslında, zaten gülümseyebildiğince mutlusundur bazen.


    - Bir tweetimle özetlemek gerekirse: "En büyük korkum yaşlı ve alzheimerlı olmak." -




Ben susayım da Şebnem konuşsun biraz da. 
Zaman Geçip Gidiyor : " http://fizy.com/#s/1aijbd "

14 yorum:

  1. Ben sadece özeti okudum. Özet varsa, bana özet yeter arkadaş! -şaka-

    Ama bu üzücü bir yazı. Ben de yaşlanmaktan çok korkarım, daha çok yaşanması çok muhtemel olan sağlık problemlerinden dolayı. Zaman zamansız geçiyordu da güzel bir cümle olmuş =) -gerçek-

    YanıtlaSil
  2. ahahahaaa, özetlerle yetinirsen ama hayatın güzelliklerini kaçırırsın. - Ne demek istediğimi ben de tam yorumlayamadım. -
    Ehhh, biraz üzücü. Ama yine optimizme bağlanıyor yahu "Gülümsemek için bir sebebe ihtiyaç yoktur aslında, zaten gülümseyebildiğince mutlusundur bazen." Ben de zaten "yaşlı ve alzheimer" olmaktan. Yani yaşlanmaktan değil. En azından şimdilik. Pek uzak geliyor yaşlılık. ahahaa. Teşekkürler efenimmm.

    YanıtlaSil
  3. Ay bana hiç uzak gelmiyor, şıp diye geçecekmiş gibi geliyor yıllar aa dur ya da ne demeli? zamansız geçecekmiş gibi geliyor zaman. bak ben bunu birkaç yerde daha söyledim mi nasıl yayılcak :D
    kızım küfretmesene benim blogumda. kısaltma falan anlamam kızarım, kızdım, kızacağım. başka bir şok olma ünlemi bul kendine, blogum dünyanın kötü taraflarını barındırmamaya çalışan izole bir bölge :D yayınlamam işte ben de hıh :D
    Ayrıca Pucca'nın seni "kafanda şekillenmiş profilini gerçekliğiyle yüzleşip yıktıktan sonraki hayal kırıklığı"na uğratmış olmasına şaşırdım. Belki de ben kafamda bir şekil oluşacak kadar okumadığım için kendisini böyle bir şey hissetmedim ya da belki de yüzünü gördükten sonra bloguyla tanışmış bile olabilirim. Ama bu olabiliyor, mesela blogunu okuduktan bir zaman sonra twitterlarından fotoğraflarını gördüğüm bloggerlar genelde o düşündüğüm fotoğrafa uymuyor. Ama senin için böyle olabilemezdi twitterını keşfetmemiş bile olsam, nedenini de mimde okursun zaten -gizem yaptım yine ama tahmin etmişsindir zaten, yine de söyleyemiyorum çünkü mim yazıma çoktan yazdım, bu kısım biraz anlaşılmaz oldu sanki, neyse o da bir gizem oldu desene heheyt-

    YanıtlaSil
  4. bir an bana çok yakın geldi, o kadar da uzak değil sanki yaşlılık ve hafıza sakatlıkları :)
    eline sağlık, güzel bir yazı olmuş ve ötekiler gibi bu da geliştirilebilir bence :)

    YanıtlaSil
  5. kedicik: İşte zamanın böyle şıpdırıdak diye hemen geçeceği psikolojisi senin yaşını büyütüyor. ahahaaa. Süpersin, güveniyorum sana!
    ahahahaaa, abiiiii, izole bölge demek? Ben o zaman kötü tarafta kalıyorum yani ki yayınlanmaya tenezzül bile edilmiyorum....... - ŞAKA! Ayriyetten kısaltmadaki amaç küfür etmek değil ki yaaağ aziiz. Belirtmek istedim. ehehe. Bir de, blogunu betimleyiş şekline de bitmedim değil. ehehe. -
    Yooook, biraz şaşırdım da; ama pek okumadığım için bir imaj yıkmadı gözümde. Ama etrafımdakiler ve sosyal mecralarda gördüğümce millet Pucca'yı Adriana Limalaştırmıştı. ahahaaaa. Genel bir örnek vererek ortadaki tezi kendimce destekleyeyim demiştim de. ehehe.
    Hııı, o mesele diyorsun. Ya, ne diyebilirim ki? Süpersin. ehehe. (Tek kelime anlamadı yazar.) Ama beklerim merakla, öperim çokça.

    uçan balon: Yahu, yapmayınız, daha hepimizin önünde ortalama 40-50 yıl var. PEH. Bir kahvenin hatrından bile fazla. ehehe.
    Teşekkürler örtmeniim. ehehe.

    YanıtlaSil
  6. Valla bende özetine takıldım.
    "Genç olup, boş düşünceli bir aptal olmaktan iyimidir ne :):)"
    Bu arada Şebnemi sevdiğimi önceden söylemişmiydim..Bak şimdi tam hatırlayamadım..Alzheımer mi oldum ne bakh şindi :):)

    YanıtlaSil
  7. Bence aynı ölçütte değerlendirmek pek doğru olmaz. İkisi de kendi kriterlerinde berbat. Ama birinde sığ birinde ise sığ olsan bile farkında olamıyorsun. Bilmiyorum, ikisi de berbat. İkisinde de bulunmadığımdan, rahatım şimdi. ehehe.
    Sanırım söylemiş olabilirsin, kim sevmez ki zaten? ehehe. Belirtiler başlamış yaniiiğ..... ehehe.

    YanıtlaSil
  8. ha haaaa heeeeey komik buuu çok iyi.
    bi kere senin hafızana bişi olmaz cicim.
    sonraaaa buna 4 üzerinden 3 verdim.
    çünküüüü cek sıparov yok, unutmuşsun bak.
    :)
    bi de zamansız olmak çok güzel bişiiii.
    :)

    YanıtlaSil
  9. Büyüdük de örneklerle tez destekliyoruz ha? :D
    Yine de başka bir şok olma ünlemi bulabiliriz sana bence ;) Ben sevmedim onu.
    Anlamadığına sevindim hehe anlamamanı istemiştim zaten.
    Beyza ne fark ettim sana yorum yazarkene kendi blogumda, her zamanki'nin ki'sini ayrı yazmışım. OH NO! OLAMAZ!! NE OLUYOR YAHU BENİM TÜRKÇE'ME? ÖRTMENİM YARDIM ET!

    YanıtlaSil
  10. deeptone: Neresi komik yahu? Bence korkunç! ehehe.
    Hafızam kuvvetlidir; ama belli de olmaz hani. - İsim hafızamı tenzih ederim. -
    4 üzerinden 3 vererek deeptone görenleri şaşkına uğrattı..... ahahahaaa.
    Orası öyle; ama çaktırmadan zamanın geçirmesi hoş değil yani. ehehe.

    kedicik: Ya yaşım kemale erme seviyelerine ulaştıkça, ben de kendimce araştırmacı-gazeteci ruhumu böyle kanıtlarla tüketmeye başlıyorum.... Bir Sherlockiye Holmes olma yolunda emin adımlarla, tezleri destekleyici fikirlerimle geliyorum. - Bir şeyler demek istedim de, ben de ne demek istediğimi tam çıkartamadım. ahahahaa. -
    Sanırım beni çok argolu konuşan biri sanacaksın sen, şu an bundan dolayı bir tırstım yaağ. ahahahaaa. Sana özel bulurum. Zaten aslında, durumun gelişine göre şekilleniyor o ifade de. Neyse, senin için durumun gelişine göre şekillenirken dizginlerim. YİHİ.
    Bir daha okudum yorumun o kısmını, "tahmin etmişsindir zaten"in kenarına ulaşamadım. Şu an kendimi çok salak hissettim...... - Tamam salak hissetmem imkansız da, çok önsezileri gelişmemiş diyelim. ahahaaa. -
    AHAHAHAAA! Abiiii, yani klavyeden fırlayabilir tabi. Zaman içinde sen de gelişeceksin evladım, berhudar ve tdk'lı olasın. Beni de iyice elinde cetvelle dolaşan öğretmen triplerine sokacaksın. ahahaaa. Öptüm.

    YanıtlaSil
  11. Bazen 20 yılı yaşamamış gibi bir hali vardı, bazense hiç yaşamıyormuş gibi....

    Bu duruma düşüyorum bazen..Ya da tam tersi oluyor sanki yaşımdan daha fazla yaşamışım gibi hissediyorum.

    Yaşlı bir teyzenin düşüncelerini dinledim,okudum bu yazıda...
    Hiç düşünmediklerimi düşündüm..Birazda korktum.Yine de kaderden kaçılmaz..Belki o teyzelerden,dedelerden biri olacağız.

    YanıtlaSil
  12. Üzerine binen ağırlıkla sanki yaşlanmış gibi oluyor insan bazen, evet. Belki de hepimizin içinde bir Benjamin Button vardır, he? ehehe.
    Yansıtabilmişsem o psikolojiyi, ne mutlu bana. Yok, aman, olmayalım. Belki oluruz; ama olmayalım ya.... ehehe.

    YanıtlaSil
  13. yeap! bu sefer bu tiviti de ben hatırlıyorum bak yihaaa! :))

    ama var ya o zaman hiç bu kadar derinlemesine düşünmemiştim. hikaye sonrası resmen korkuya kapıldım. acaba mı yaa hayır olamaz istemiyorum olmasın lütfen diye. of! :))

    YanıtlaSil
  14. ahahahaaa, karşılıklı kahinliklerimiz.
    Ben de o tweeti atarken bu kadar derine inmemiştim. Aslında, yazıya başlarken bile bu kadar derine inmemiştim. ahahahaa. Sonra geldi işte. Yok yok, ı ııııh, olmayız. İnkar ediyorum öyle bir geleceği..... ahahaaa. - İnkarımla değişecekmiş gibi, belki mistik güçlerim yardımıyla değiştirebilirim.... kahraman filmleri..... pıff... -

    YanıtlaSil