10 Şubat 2014 Pazartesi

Açın Toynakları

     Hepimiz google'a kendi ismimizi yazıp aratmış insanlarız, bu havayı neden kutuplardan getirip fırlatırsınız ki suratlara? Hepimiz aynı çekirdeğin lacivertleri, aynı bokların mora karışmış gri tonları değil miyiz? Değiliz tabi de, sonuçta hepimiz insanız, tek tük bir lisanı dilinde geveleyen hayalperest müsvetteler. Açın toynakları, gözlükleri çıkartmaya geliyorlar!


     Yerinde duramayıp karşı dükkanın camına uçan tekme atan kelimeler, içe katlanıp dışa yoğrulan düşünceler, durdurulmaya ve kısıtlanıp pala bıyıklara pranga ile bağlanmaya çalışılıyor. 404 Not Found'a bağlanacak düşüncesizlikler, kısa devre yapıp kıvılcımları ile sürünün tepesine şimşek çakıyor, anlamıyorlar. Neyse boşver, sen püfürle.


     Sevabına bana seradan biraz yapma iklim alır mısınız, küreselliğin ısıtıcılarına tıkacağım da, biraz da içindeki anarşist ruhun yakarışlarına tıkılacağım, sonra da yavaş yavaş bu zemini yalandan kurulu Jenga oyununu yanlış parçayı çekerek içine yıkılacağım. Eli boş gitmek olmaz, getir bakalım hemen o güneşi buraya da  yazıcıdan çıktısını alıp çerçeveleteyim ben en iyisi. Çünkü şerde kayısı, yerde nektara düşermiş. Ve yerdeki nektar, pazara kadar inermiş. -miş'li geçmiş zaman haydutları, aaa selam Mişel. -


     Günümüzde süper kahramanlık, globallikten ziyade bireyselliğe dönüşerek bütün insanlığın üzerine yayılan bir sis bulutu formunda Formula 1 oynayan bir yarış atı gibi aslında. İnsanlara "Nasılsın?" demektense, "Bugün hangi kostümü giydin?" demek daha doğru geliyor, daha pembe. Geri dönüşüm kutusuna yolladığımız kişilikleri her zaman geri yükleyemeyebiliriz. Yanlışlıkla bataryası yakılan beyinler, hücrelerini kanalizasyona bıraktığında yalanlarınız fazlasıyla nü, meyve tabağı tablosuymuşçasına.


     Zaman, nehrin içindeki ünlüsü düşen akıntıyla sürüklüyor bizleri. "Çemberimde gül oya" desek de, feleğin çemberini alıp geçiremiyoruz kafamıza kukuleta yapıp. Dart oynamayı tercih ediyoruz üzerinde, vurabiliyor muyuz dersiniz peki 12'sinden bu tahtayı? Legolas kesin vuruyordur da... Katniss ket vurmadan evirip de geçir okları bu hikayenin ortasından.


     Düdüklü tencereden fırlayıp da yayıl oksijenin içine, dağıl hücrelerin endoplazmik retikulümüne, bağır sessizce, diyet, "Bir zombi kadar açım."a tekabül edecek "Zo om be, zo om beğ, zo om be e e ö öğğ"ü. Kahrolasıca sırıtışlarını yapıştır suratlara, içinde hüzün denen meret tur atmadan. Ucundan nikotin uzatır mısın dudaklarıma, bulutların tepesinde saklambaç oynayacağız da.

Ov, selamlar Adeyyaaağl.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder